30 Ocak 2016 Cumartesi

Kıyamet Senaryoları & Mehdi / The 100 & Zaman Çarkı & İblis Döngüsü & Shannara

Kıyamet senaryoları tarihte önce dinlerin aklını meşgul etmiştir. Her dinin bazen birleşip bazen ayrılan kıyamet senaryoları vardır. İskandinav ülkelerinin mitlerine göre kıyamet Tanrılar arasında yapılacak son bir savaşla gerçekleşecektir. Geri kalan tüm olaylar adım adım tanrıları bu yola doğru sürükler. Marvel'ın ana konularından biri haline gelen Ragnarok adlı bu savaş 2017 yılında filmleştirilecek. Merakla beklediğim filmlerden. Marvel şu sıra ard arda büyük bombalara hazırlanıyor. Bazılarını batıracağı kesin ama umarım bu Ragnarok olmaz. Yunan ve Roma mitolojilerinde ise kıyamet için bizim kültürümüzde Nuh tufanı olarak geçen büyük bir sel betimlenir. Yunan kültüründe insanlar sık sık Tanrılara isyan etmekte ve onları kızdırmaktadır. Tanrılar en sonunda kızdığında büyük bir sel gönderecektir. İnsanlardan birini uyarır ve felaketten önce bir gemi yapmasını söyler. Yunanlılarda bunun adı Ark olarak geçer ilahi dinlerde direk Nuh'un gemisi demişler. Gemi günler sonra bir dağa oturur. Yunan mitine göre bu dağ Tanrıların Dağı Olimpos'tur. Bu dağ Yahudilerde Van dağı, Müslüman anlatılarında türlü rivayetler olsa da en çok söylenen şekliyle Ağrı dağı'dır. Yaşam dağa yerleştikten sonra bitmemiş kalan türlerle birlikte yeniden başlamıştır. Bugün dünya üzerindeki ırklar da Nuh'un soyundan gelmektedir. Bu mitoloji sadece ilahi dinlerde ve yunan kültüründe değil Çin, Hindistan, Babil, Sümer, Aztek gibi birbirinin varlığından bile haberdar olmayan kültürlerde geçmektedir. Hatta Orhun yazıtlarında "Adamız battı ve biz de buraya göçtük" gibi bir ibarenin bulunduğu geçer. 


Modern kültürün bir çok filmde de bu kıyamet senaryosu kullanılmıştır. Noah yakın dönemde film olmuştur. 2012 filminde büyük depremler ve tsunamilerle gelen felaketten insanlar bir gemiyle kaçarlar. The 100 dizisi ve kitaplarında ise nükleer savaşlar sonucu yok olan dünyadan kaçan insanlar dünya eski haline dönene kadar ARK adını verdikleri bir uzay üssünde yaşarlar. Bariz yunan miti alıntısı olan bu şehirdeki herkesin kendisine Antik Yunan isimleri vermesi de ilginç bir göndermedir. Kitap serisi farklı karakterle ark üzerindeki yaşamı da distopya olarak anlatır. Ancak dizide daha çok dünyaya düşen gençlerin yaşamına odaklanıyor. Daha önceki yazımda bahsettiğim gibi bu gençler Sineklerin Tanrısı tarzında bir özgürlük çılgınlığı yaşıyorlar dizinin başında. Fakat sonra dünyanın hala yaşayan bazı insan gruplarını barındırdığını öğreniyorlar. Hayatta kalmak için yollar arayan insanların savaşına dönüşüyor iş buradan sonra. İnsan gruplarının kavgası az gelmiş olacak robotumsu bir varlık da katıldı diziye. Hadi bakalım.

İlahi dinler aynı zamanda gerçek sonun geleceği ikinci bir kıyametin haberini verir. Bu sefer çizilen çok daha büyük bir kıyamet tablosudur. Güneş bir kaybolacak kutuplar gibi günlerce gece yaşayacağız bir geri gelip yakıp kavuracaktır. Depremlerle dağlar yerinden oynayacaktır. Tabii her kıyamet senaryosunun bir kurtarıcısı olur. Bu Mesih ya da Mehdi olarak beklenen kişidir. Onun karşısında ise kendini tanrı ilan edecek  olan Deccal ve Dabbe adlı yaratık vardır. İncil mitlerinde bu varlık direk Lucifer olarak geçer. Yeri gelmişken değinmeden edemeyeceğim. Dabbe gibi bir mitten kıyamet senaryolu bir çok film çekilebilecekken bir cin hikayesine indirilmesi kötü oldu. Mehdi bütün bu felaketler sırasında inananları kurtaracak ve onları ilahi hesaplaşmaya taşıyacaktır. Bu mitos da bir çok film ve kitapta kurtarıcı ana karakterlere dönüşmüştür. Tabii bunlar arasında en sevdiğim kuşkusuz Zaman Çarkı'dır. Farklı yönleriyle bir çok yerde bahsettim ama ana konusuna sanırım burada girebileceğim. Seride Işık ve Karanlık Varlık denen tanrılar vardır. Karanlık Varlık'ın bir çok kez sesini duyarız ancak Işık sadece dualardan duyduğumuz sessiz bir Tanrı'dır. Tıpkı bizimki gibi. Uzun süre önce bir önceki çağda bir grup güç meraklısı büyücü büyü ağının derinliklerine doğru inerken sonunda Karanlık Varlık'ı uyandırırlar. Shai'tan (Şeytana iyi bir gönderme) olarak geçen bu varlık zamanı yıkmak ve dünyayı sonsuz hiçlikle yönetmek için saldırır. Zorlukla durdurulabilir ve özel mühürlerle yeraltına geri mühürlenir. Seri boyunca Karanlık Varlık adım adım geri uyanmakta dünya kıyamete sürüklenmektedir. Tek kurtuluş ise serinin mehdisi dünyaları kurtaracak ve kıracak olan adam Ejderdir. Özellikle kitabın sonundaki yüzleşme anıyla iyilik ve kötülük üzerine mükemmel bir felsefe yapılıyor. Yer yer tek düze bir havaya bürünse de olay örgüsünün çok başarılı işlendiğini söylemeliyim. Seride ayrıca Arthur miti gibi mitlere gönderme yapıldığı gibi tarihi milletler de çeşitli varyasyonlarla kitaba uyarlanmıştır. Aiellerde Türk-Arap karışımı bir hava görmemek elde değil.

Peter V Brett'in İblis Döngüsü serisinde kıyamet bir tür cin ırkından gelmiştir. Yıllar önce dünyaya saldıran cinler yakıp yıkmışlar insanlarla uzun savaşlar yapmışlardır. Daha sonra insanlar güçlü savunma ve saldırı büyüleri geliştirmişler bu şekilde onları püskürtmüşlerdir. Yeraltına geri dönen cinlerse sabırlıdır. Asırlarca gözükmezler ve onlar biz gibi modernizmi yaşar dinleri mitleri unutlar sonunda cinler geri gelir. Her şey en başa dönerken yine dünyanın kurtuluşu bir adamın omuzlarına düşecektir. Özellikle ilk kitapta tasvir edilen ana karakterlerin hikayelerini çok başarılı bulmuştum. Her biri ayrı travmalar yaşıyordu. Ana karakterimiz ailesinden birini kaybederken bir diğer karakterimiz iftiraya maruz kalıyor örneğin. Ayrıca ana karakterimiz normal biri. Yani özel bir mehdiye gerek yoktu. Onun yolundan gidip kendini geliştiren herhangi biri onun yaptıklarını yapabilirdi. Sadece o ana kadar kimse yapmadı. Kitapta bu da vurgulanıyor.Bunların kitaba kattığı drama okunurluğunu artıran en önemli etmendi. Batıda serinin dört kitabı çıkmış durumda ve final bekleniyor. Bizde ise henüz ikinci kitabı çıkabildi. Umarım bir an önce çevrilirler ve okuma olanağı buluruz.



Son dönemde diziye çevrilen Shannara serisinde ise önce nükleer saldırılar yaşanmış. Bir grup insan bozulmadan kalabilirken kimi radyasyondan etkilenerek yer altında cücelere, ucube trollere, gnomlara dönüşmüşlerdir. Daha sonra benzeri bir iblis saldırısı başlamış ve dünyayı o döneme kadar gizliliğini koruyan fey halkı elfler korumuştur. Tüm yaşam ışıklarını vererek oluşturdukları kutsal ağaçla iblisler mühürlenmiştir. Ancak bu elfleri insana daha yakın sakalı falan çıkan varlıklara dönüştürmüş büyüyü de unutturmuştur. Büyünün tek sahibi druidler ve bariz bir Merlin figürü olarak çizilen Allanon adlı druidimiz felaket haberiyle çıkageliyor. Mühür zayıflamakta ve iblisler yeniden serbest kalmakta. Dünyayı kurtarmaksa kral soyundan gelen ana karakterimiz ve onun yoldaşlarının omuzlarında. Normalde başlangıcı fazlasıyla Yüzüklerin efendisine benzetildiği için kıyıda köşede kalan bir seri ama diziyle birlikte değerleniyor. Hatta dizinin uyarlandığı Elfşarkısı kitabı özel bir dizi kapağına kavuştu.

Mehdi beklemek insanların dünyanın bozuluşuna karşı sorumluluk üstlenip elini taşın altına koymak konusunda bir kaçış aracı olarak önemli bir mit. Tüm dünyanın yükünü bir kişiye yükleyip her şeyi onun düzelteceği günün gelmesini bekliyoruz. Aynı şey ülkelerin kurtarıcıları için de geçerli. Hep Atatürk gibi birinin daha gelip şu arap saçına dönen terör, dış ilişkiler yumağını çözmesini bekliyoruz. Kim bilir bir gün mehdinin çıkmasını beklemek yerine bir şeyler yapmaya başlarız ve o zaman dünya kurtulur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder